Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi -

Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi (SSUAM) “Toplumumuzdaki Şiddet Döngüsü ve Kadın” Başlıklı Çevrim içi Webinarını Gerçekleştirdi

gelişim üniversitesi
  1.   Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi
  2. Haberler


Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi (SSUAM) “Toplumumuzdaki Şiddet Döngüsü ve Kadın” Başlıklı Çevrim içi Webinarını Gerçekleştirdi


Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi (SSUAM) “Toplumumuzdaki Şiddet Döngüsü ve Kadın” Başlıklı ilk çevrim içi webinarını 24 Mart tarihinde gerçekleştirdi


SSUAM tarafından gerçekleştirilen bu etkinliğin ilk konuğu ise İsveç’te bulunan Linnaeus Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Sosyoloji Bölümü’nde akademik faaliyetlerini sürdüren Dr. Aylin Akpınar oldu. 24 Mart Çarşamba günü Doç. Dr. Anıl Al Rebholz’un moderatörlüğünde yaklaşık 2 saat süren webinara akademisyen, öğrenci ve idari personel olmak üzere çok sayıda kişi katıldı.
 
Lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde tamamlayan Dr. Akpınar, yüksek lisans ve doktora eğitimi için İsveç’in Stockholm ve Uppsala kentlerinde uzun yıllar bulundu, Sabancı Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nde de öğretim üyesi olarak çalıştı.
 
Akademik çalışma alanları toplumsal cinsiyet, göçmenlik, kadın işçiler ve neo-muhafazakarlık olan Dr. Akpınar’ın SSUAM tarafından bu yıl düzenlenen ilk etkinlikte ele aldığı konu ise erkek şiddetinin kadınların hayatında nasıl bir şiddet döngüsüne yol açtığını, yaptığı saha çalışmalarından veriler sunarak açıkladı.
 
Dr. Aypınar sunumunda toplumdaki boşanma nedenlerini “erkeklerin sorumsuz ve ilgisiz tutumları”, “erkeklerin ekonomik yetersizlikleri” ve “erkeklerin uyguladığı şiddet eylemleri” ile ilişkilendirdi. Aynı zamanda erkeklerin kendilerini yetersiz hissetmeleri ve bununla bağlantılı olan ilgisiz tutumlarının da “sembolik şiddet” olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Dr. Akpınar, boşanma kararı almanın önemli bir başarı olmasına karşın kadınların yaşadığı mağduriyetin boşanma sürecinde ve sonrasında da devam ettiğini belirtti. Özellikle nafaka talep etmek ve erkek şiddetinin sürmesi arasında önemli bir ilişki olduğunu ifade eden Dr. Akpınar, boşanma sürecinin kendisini şiddet sarmalından kaçan kadınların hak arayışı olarak yorumlanmasını gerektiğini ve kadını güçlendirmenin onların bireysel kapasitelerini geliştirmek ile birlikte ele alınması gerektiğini vurguladı.
 
Türkiye’deki neomuhafazakar aile politikalarının aileyi güçlendirme söylemiyle kadının aslında bireysel olarak güçlendirilmesi gerektiği gerçeğinin üstünün örtüldüğünü belirten Dr. Akpınar, öncelikle kadını güçlendirmenin önemine vurgu yaptı.Kadını birey olarak görmekten ziyade aile içinde kendisini gerçekleştiren bir kişi olarak görme durumunun yarattığı problemlere dikkat çeken Dr. Akpınar, resmi otoritelerin aile odaklı bakış açısının boşanmanın temelinde bulunan şiddetle mücadeleyi zorlaştırdığını ifade etti.  Özellikle ailenin devamlılığını sürdürülmesine kadının görünmez emeğinin önemli rol oynadığını ve bu durumun erkeğin sorumluluklarını yerine getirmekten kaçınmasına yol açtığını vurgulayan Dr. Akpınar, yoksul ailelerde çok boyutlu bir şiddet sarmalına yol açan faktörler arasında bunun ilk sıralarda geldiğini söyledi.
 
Son olarak Aile Akademisi, Aile Mahkemeleri ve Aile Ombudsmanlığı gibi kuruluşların bu dönemde boşanmayı engelleyen kuruluşlar olarak ortaya çıkmaya başladığını söyleyen Dr. Aypınar, bu kurum ve kuruluşların aileyi korumaktan ziyade ailedeki kadın ve erkek arasındaki erkekler lehine olan dengesiz güç ilişkilerinin devamlılığını sağladığına dikkat çekti.

Haberler