Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi -

SSUAM “Covid-19 Pandemi Sürecinde Özel Gereksinimli Bireyler-Anneleri ve Yaşam Kaliteleri” Başlıklı Etkinliğini Gerçekleştirdi

gelişim üniversitesi
  1.   Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi
  2. Haberler


SSUAM “Covid-19 Pandemi Sürecinde Özel Gereksinimli Bireyler-Anneleri ve Yaşam Kaliteleri” Başlıklı Etkinliğini Gerçekleştirdi


Moderatörlüğünü Sağlık Bilimleri Fakültesi Sosyal Hizmet Bölümü’nde (İngilizce) öğretim görevlisi olan Doç. Dr. Anıl Al-Rebholz’un üstlendiği etkinliğin konuğu Doğuş Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde görev alan Dr. Öğr. Üyesi N. Beril Özer Tekin oldu


Bu etkinlikte Dr. Özer Tekin, “TÜBİTAK-120K496 SOBAG COVID-19 Çağrısı” kapsamında “Online Destek Hizmetlerinin Zihinsel Yetersizliği Olan Bireylerin ve Annelerinin Yaşam Kaliteleri ve Fiziksel Aktiviteleri Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi” başlıklı araştırmasının bulgularını etkinlik katılımcılarına aktardı.
 
Dr. Özer Tekin, bu projeyle çevrimiçi destek hizmetlerinin Covid-19 nedeniyle evde kalan 25-50 yaş aralığındaki zihinsel yetersizliği olan bireyler ve annelerinin yaşam kalitelerini ve fiziksel  aktivite düzeylerini artırmayı hedeflediklerini belirtti.
 
Ekonomik durum, sağlık sorunları ve sosyal izolasyon gibi sebeplerle zihinsel yetersizliği bulunan bireylerin yaşam kalitelerinin daha da düştüğünü vurgulayan Dr. Özer Tekin, fiziksel aktivite eksikliğine yol açan engellerin bu kişilerin toplumun geri kalanına göre daha dezavantajlı pozisyonda olmasına yol açtığını ifade etti.
 
Toplumsal cinsiyet rolleri nedeniyle zihinsel yetersizliği olan bireylerin bakımını ağırlıklı olarak annelerinin üstlenmek durumunda olduğunu belirten Dr. Özer Tekin, bu durumun annelerin yaşam kaliteleri üzerinde de olumsuz sonuçlara yol açtığını vurguladı.
 
Bu kapsamda toplamda 12 hafta süren bir uygulama süreci gerçekleştirildiğini belirten Dr. Özer Tekin, uygulama döneminde annelerin haftada bir gün beş kişilik gruplar halinde psikoterapi seansları alırken, diğer katılımcıların ise kendi yaşadıkları sorunları aktardığını ifade etti. Zihinsel yetersizliği olan bireyler için de haftada 2 gün birer saatten oluşan fiziksel aktivite, haftada birer gün ise ritim, müzik ve beden perküsyonu çalışmaları uygulandığı belirtildi.
 
Dr. Özer Tekin’in altını çizdiği önemli araştırma bulguları arasında kontrol grubunda bulunan kişilerin online destek almayanlara kıyasla fiziksel sağlık durumlarına düşüş gözlemlendiği oldu. Bunun yanı sıra gündelik hayattaki zorlukların pandemi sürecindeki kısıtlılıkların yol açtığı kaygı ve belirsizliklerle bu durumun daha da kötüleştiği de vurgulandı.
 
Zihinsel yetersizliği bulunan bireylerin ise spor çalışmaları ve engelsiz kafe gibi sosyalleşme alanları sayesinde bu uygulamalardan olumlu bir şekilde faydalandığı belirtildi. Etkinlikte ayrıca bu gibi projelerin sürdürülebilir kılınmasının gerekliliği de öne çıkan konular arasında olurken, yaz okulları ve halk eğitim merkezleri aracılığıyla gerçekleştirilecek yaşam boyu öğrenme süreçlerinin zihinsel yetersizliği bulunan kişilerin daha görünür kılınması ve aktif vatandaşlık anlamında daha avantajlı konuma gelmesinde önemli rol oynayabileceğinin altı çizildi.
 
Zihinsel yetersizliği bulunan bireylerin ve annelerinin yaşadığı problemlerin toplumdaki diğer büyük çaplı eşitsizliklerden ayrı ele alınamayacağının da vurgulandığı etkinlikte, özellikle toplumun zihinsel yetersizliği olan bireylere yönelik bakış açısında önemli sorunların gözlemlendiği belirtildi. Bu anlamda toplumsal farkındalığın yükselmesinin bireylerin eşit birer birey olarak kabul edilmesi konusunda önemli bir yeri olduğu ifade edilirken medyanın da bu süreçte önemli sorumlulukları olduğu hatırlatıldı.


Haberler